Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Narsisistik savunma mekanizmaları:
İnkar (denial ): Kişi sorunun bilinçli olarak dayanılamayan acı veren ve rahatsız eden istek, gereksinim, duygu ve düşünce gibi yönlerinden uzaklaşmak için, olayın varlığını kabul etmez, önemsemez, bunlarla ilgili bilgi edinmekten kaçınır, görmezden gelir. Başlangıçta bu durum kişinin hissettiği sıkıntıyı azaltsa da, olaya yönelik gerekli tedbir ve çareleri planlamayıp zarar görmesine ve gerçeklerden uzak kalmasına yol açabilir. ( hastalığı olup, tedavisi görmesi gereken bir kişinin hastalığını kabul etmemesi gibi)
Çarpıtma (distortion) : Birey kendi iç dünyasının gereksinmelerine göre, kendi dışındaki durum ya da süreçleri gerçekçi olmayan bir şekilde değişikliğe uğratır( kötü alışkanlıkları nedeniyle sevilmeyen bir kişinin, “ben çok güzelim,akıllıyım, o yüzden meyve veren ağacı taşlarlar” diyerek sevilmediğini belirtmesi gibi). Kişi bir takım istek, düşünce, duyguları gerçekte varoldukları gibi kabul edip, sıkıntı ve içsel çatışma yaşamamak için, daha farklı hale getirerek sıkıntı yaratmayacak şekilde kabul etmeye çalışır.
Primitif idealizasyon ( olgun olmayan örnek alma): Kişinin etrafındaki tüm bireyler ya tamamı ile iyidir ya da tamamı ile kötüdür. İyi olarak görünenlerin iyilik dereceleri abartılır ve tanrılaştırılarlar, kötü olarak algılanmış olanlar ise yerden yere vurulurlar. Yani ya siyah ya beyazdırlar. İkisi bir kişide bir araya getirilemez. Bu nedenle karşılarındakiler haksızlığa uğrar ya da aşırı güvendiklerinden kendileri aldanabilirler.
Yansıtma (projection): Kendinde ya da kendisi ile ilgili durumlarda varolan istenmedik ya da katlanılamayan bir özelliğin, karşısındaki kişiler ya da durumlarda var gibi algılanılmasıdır. Bu kişiler kendi hataları olmasına karşın başkalarını suçlarlar. Özellikle paranoid bozukluklarda görülen, kişinin kendisinin çevresindekilere yönelik hissettiği öfkeyi “herkes bana karşı, bana düşmanlık besliyorlar” şeklinde ifade etmesi bir örnek olarak verilebilir.
Yansıtmalı özdeşim (projective identifacation) : Kişi ya dayanamadığı,acı veren özelliklerini ya da karşısındakine güven duymak için iyi bulduğu özelliklerini karşısındakine yansıtır. Bu yansıtılan özelliklerin karşıdaki kişinin olumlu özellikleri ve kendisine göre sağlam kişiliği tarafından daha da olumlu hale getirildiği (ham maddenin işlenmesi gibi) inancı ile bu işlenmiş özellikler tekrar kişi tarafından geriye alınarak kendi özellikleri arasına katılır. Bu şekilde olumsuz özellikler sürekli kontrol altında tutulurken, enerji harcanır. Bu savunmanın sıklıkla kullanılması kişinin sürekli olarak dışarıdaki başkalarına bağlanmasına yol açabilir.
Ayırmak (splitting) : Kişinin dışındaki tüm varlıklar, durumlar iyi ya da kötü diye ikiye ayrılır. Buna zaman zaman kendisini de dahil eder. İyiler hoşlanılan duygulanımları ve güzel hatıralar olarak; kötüler hoş olmayan duygulanımlar ve olumsuz anılar olarak zihinde korunur. Birbirine karşıt ve çatışan duygulanımları bölümlere ayrılır. Bu iyi ve kötü hisler, durumlar bütünleştirilemez. Karşıdakilere yönelik olarak hissedilen şüpheci hislerin sonucudur, ancak bunun ona karşı kendi hislerinden kaynaklandığının bilincinde değildir. Bu savunma mekanizması çocukluk döneminde güzel deneyimlerin , olumsuz deneyimler tarafından baskılanmamasını sağlamaya çalışır. Sınırda (borderline) kişilik bozukluğunda gözlenir. Herhangi bir sorun esnasında, daha önce iyi olarak nitelendirilen kişi ya da durum aniden kötü hale getirilir. Karşıdaki kişinin değeri iyi ile kötü durum arasında sürekli yer değiştirir. Çocuk gelişiminde bireyleşme-ayrılma evresinde ebeveyn-çocuk ilişkisinin bozuk olmasından kaynaklanmaktadır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:32 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Narsisistik Savunma Mekanizmaları Nedir
İnkar (denial ): Kişi sorunun bilinçli olarak dayanılamayan acı veren ve rahatsız eden istek, gereksinim, duygu ve düşünce gibi yönlerinden uzaklaşmak için, olayın varlığını kabul etmez, önemsemez, bunlarla ilgili bilgi edinmekten kaçınır, görmezden gelir. Başlangıçta bu durum kişinin hissettiği sıkıntıyı azaltsa da, olaya yönelik gerekli tedbir ve çareleri planlamayıp zarar görmesine ve gerçeklerden uzak kalmasına yol açabilir. ( hastalığı olup, tedavisi görmesi gereken bir kişinin hastalığını kabul etmemesi gibi)
Çarpıtma (distortion) : Birey kendi iç dünyasının gereksinmelerine göre, kendi dışındaki durum ya da süreçleri gerçekçi olmayan bir şekilde değişikliğe uğratır( kötü alışkanlıkları nedeniyle sevilmeyen bir kişinin, “ben çok güzelim,akıllıyım, o yüzden meyve veren ağacı taşlarlar” diyerek sevilmediğini belirtmesi gibi). Kişi bir takım istek, düşünce, duyguları gerçekte varoldukları gibi kabul edip, sıkıntı ve içsel çatışma yaşamamak için, daha farklı hale getirerek sıkıntı yaratmayacak şekilde kabul etmeye çalışır.
Primitif idealizasyon ( olgun olmayan örnek alma): Kişinin etrafındaki tüm bireyler ya tamamı ile iyidir ya da tamamı ile kötüdür. İyi olarak görünenlerin iyilik dereceleri abartılır ve tanrılaştırılarlar, kötü olarak algılanmış olanlar ise yerden yere vurulurlar. Yani ya siyah ya beyazdırlar. İkisi bir kişide bir araya getirilemez. Bu nedenle karşılarındakiler haksızlığa uğrar ya da aşırı güvendiklerinden kendileri aldanabilirler.
Yansıtma (projection): Kendinde ya da kendisi ile ilgili durumlarda varolan istenmedik ya da katlanılamayan bir özelliğin, karşısındaki kişiler ya da durumlarda var gibi algılanılmasıdır. Bu kişiler kendi hataları olmasına karşın başkalarını suçlarlar. Özellikle paranoid bozukluklarda görülen, kişinin kendisinin çevresindekilere yönelik hissettiği öfkeyi “herkes bana karşı, bana düşmanlık besliyorlar” şeklinde ifade etmesi bir örnek olarak verilebilir.
Yansıtmalı özdeşim (projective identifacation) : Kişi ya dayanamadığı,acı veren özelliklerini ya da karşısındakine güven duymak için iyi bulduğu özelliklerini karşısındakine yansıtır. Bu yansıtılan özelliklerin karşıdaki kişinin olumlu özellikleri ve kendisine göre sağlam kişiliği tarafından daha da olumlu hale getirildiği (ham maddenin işlenmesi gibi) inancı ile bu işlenmiş özellikler tekrar kişi tarafından geriye alınarak kendi özellikleri arasına katılır. Bu şekilde olumsuz özellikler sürekli kontrol altında tutulurken, enerji harcanır. Bu savunmanın sıklıkla kullanılması kişinin sürekli olarak dışarıdaki başkalarına bağlanmasına yol açabilir.
Ayırmak (splitting) : Kişinin dışındaki tüm varlıklar, durumlar iyi ya da kötü diye ikiye ayrılır. Buna zaman zaman kendisini de dahil eder. İyiler hoşlanılan duygulanımları ve güzel hatıralar olarak; kötüler hoş olmayan duygulanımlar ve olumsuz anılar olarak zihinde korunur. Birbirine karşıt ve çatışan duygulanımları bölümlere ayrılır. Bu iyi ve kötü hisler, durumlar bütünleştirilemez. Karşıdakilere yönelik olarak hissedilen şüpheci hislerin sonucudur, ancak bunun ona karşı kendi hislerinden kaynaklandığının bilincinde değildir. Bu savunma mekanizması çocukluk döneminde güzel deneyimlerin , olumsuz deneyimler tarafından baskılanmamasını sağlamaya çalışır. Sınırda (borderline) kişilik bozukluğunda gözlenir. Herhangi bir sorun esnasında, daha önce iyi olarak nitelendirilen kişi ya da durum aniden kötü hale getirilir. Karşıdaki kişinin değeri iyi ile kötü durum arasında sürekli yer değiştirir. Çocuk gelişiminde bireyleşme-ayrılma evresinde ebeveyn-çocuk ilişkisinin bozuk olmasından kaynaklanmaktadır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:32 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx